The Fighter



The Fighter'ı Hollywood'dan klasik bir dövüşçü filmi daha çıktı önyargımla izlemeye başladım; ama film dallanıp budaklandıkça filmden beklentimin çok çok üzerinde bir keyif aldığımı itiraf etmeliyim. En başta Micky'nin mütevazılığı ve egoistik bir kahraman olmaması The Fighter'ın sizi ters köşeye yatıran en önemli yanlarından biri. Karşınızda kafası karışık; kardeşiyle, annesiyle ve sevgilisiyle orta noktada buluşup sorunlarını çözmeye çalışan, abisinin başarısının gölgesi altında kalmış, bir yandan da boks kariyerinde başarı sağlamaya çalışan kararsız bir boksör var. 

The Fighter'da tüm diğer çok başarılı oyunculukların yanı sıra Melissa Leo'nun canlandırdığı Micky'nin annesi Alice karakteri benim filmdeki favori karakterimdi. Alice iki boksörün de hem annesi hem menajeri. Kalabalık bir aileyi idare ediyor ve her zaman tüm otoriteyi de elinde tutmak istiyor. Bu bağlamda Melissa Leo'nun çok derin bir karakter yarattığını söyleyebilirim. 

Bir de filmin en sevdiğim yönlerinden biri Dicky'nin sivriliğinin, Micky'nin sakinliği ve mütevazılığı ile çok güzel paslaşmasıydı. Filmi izlerken Dicky çok öne çıktı veya Micky çok geri planda kaldı diyemedim. Galiba burda senaryonun iyi yazılmış olmasının etkisi büyük. Ayrıca Christian Bale'in tam da akademi üyelerinin seveceği cinsten bir karakteri çok başarılı canlandırdığını belirteyim. Kendisi az önce Bafta'yı alamasa da Oscar'ı alır diye düşünmekteyim :)

Gelelim filmden seçtiğim sahnelere. Filmde boks maçlarının, aynı televizyonlarda yayınlandığı gibi sunulması The Fighter'da teknik yönü çok başarılı olan sahneler. Karıncalı ve canlı görüntüler, boksörlere yapılan yakın plan çekimler ve tepeden ring çekimleri sanki film değil de televizyonda canlı maç izliyormuş hissi uyandırıyordu. Bir de "Ward vs. ......" sahnelerini beğendiğimi söyleyebilirim. Bu boks sahnelerini izlerken, umarım sahneler Rocky 'ye veya Raging Bull'a dönüşmez umuduyla izledim ve o sahnelerden daha sade olmasına sevindim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder